"17 NİSANLARDA
18 Nisan 2015 01:53:29
6-7 yaşında olmalıyım. Amcam bir alet çalıyor ve şarkı söylüyor. Mandolin imiş bu aletin adı. Okulda öğretmişler. Bavulunda pek çok kitap var. O Kastamonu Gölköy Enstitüsünün ikinci dönem mezunlarından. Köyümüze öğretmen olarak atanmıştı.
Evimizin kiracıları Zühal Ilgaz, Seyfi Sezer, M. Necati İmre köyümüzün öğretmeniydiler. O kula gidene kadar,, onların arasında okuyup yazmayı,, hesap yapmayı öğrenmiştim. Sonradan enstitülerde okutulan Pedagoji kitabını da okuyacaktım,, pek bir şey anlamasam da.
***
İkokuldaki ilk öğretmenim de Köy Enstitülüydü. Mustafa Mekikoğlu Gölköyün ilk mezunlarındandı. Şehire indiğimizde ilkokulda ve ortaokulda da bize öğretmenlik yapanların bir kısmı da Köy Enstitülü idi. Lisede okurken, Mahmut Makalı, Bizim Köy kitabıyla tanıdım. Devrek Baston festivallerinde ve Bartın Kitap fuarlarında,kimi enstitülü yazar-şair dostlarım oldu. Ankarayı mesken tutalı bu sayı çoğaldı: Mehmet Başaran, Hasan Kıyafet, Ali Dündar, Osman Bolulu,, Musa Uysal(Emmi), Nadir Gezer, Talip Apaydın, Enver Atılgan, Ali Yüce, Nedim Şahhüseyinoğlu hemen anımsayıverdiklerim.
***
Köy Enstitüleri; iş içinde uygulamalı eğitime dayanan, özgürleşme eyleminin başlangıcı sayılan, köyü canlandırmayı/kalkındırmayı amaçlayan kurumlardı. Ulus ve insan olma yolunu açan, öğretim, birliğinin-eğitimde fırsat eşitliğinin anlam kazandığı bu eğitim yuvaları; köyün muhtar-imam ikilisinden kurtarmayı, eğiten-öğreten eğitimli insan gücü yaratmayı köye yerleştirmeyi amaçlayan kurumlardı aynı zamanda. Düşünen,, düşündüğü gibi yaşayan,, katılımcı,, paylaşımcı (imececi) üretici bir toplam yapmak işlevi de vardı bu kurumların.
Öğrencileri, okuldaki yönetime katılan,, binalarını kendileri yapan,, el sanatlarını, uygulamalı tarımı başlatan; resim-müzik-tiyatroyu köye taşıyan , klâsikleri okutup aydınlanmayı hedefleyen,, böyle donatılan kişileri köye yollayan bu kurumlar,, ne yazık ki, 1954 yılında kapatıyorlardı
***
Kitapla ekmeğin bir tutulduğu, en az 40-50 kitabın okunup özetlendiği, köylünün giderek uyandırıldığı, köye elektriğin-suyun-yolun getirildiği, 17 bin dolayında öğretmenin yetiştirildiği bu atılımcı ve devrimci eğitim yuvaları iktidarı tedirgin ediyordu. Özgün Türk buluşu olarak dünya eğitim literatürüne geçen bu kurumlar,, komünist yuvaları olarak değerlendirildi. Yücel, Tonguç mahkemelere gönderildi.
Bugün bu kurumların yerini imam hatipler, kuran kursları aldı. Taşımalı eğitim yoluyla köy, gene imam-muhtar ikilisine kaldı. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü; kendi kurduğu bu kurumları Cumhuriyetin eserleri içinde en değerlisi ve en sevgilisi olarak nitelendirmesine karşın, parti içindeki karşıtlara boyun eğerek kapatılmalarına engel olamadı.
Bozkırda açan 21 çiçekti onlar/Hâlâ unutulmadılar
Bugün yazınımızın en üretken, en güçlü kalemleri,, bilim ve sanat adamları,u kurumlardan yetişen 70 kişiyi bulmaktadır. Onlar çok önemli, anlamlı yapıtlara imza attılar.
***
Köy Enstitüleri denince ilk akla gelen Yücel ve Tonguçtur. Onlar ki,, bu yola bütün benlikleriyle baş koymuşlardır. Bu kurumlarla özdeşleşmiş simge ad olmuşlardır. Onlar bilimsel düşünceye dayalı, özgür ve demokratik eğitimle, üretime yönelen, doğayı ve çevreyi korumayı eksen alan bir gelişmeyi ve geliştirmeyi amaçlayan, çağdaş-barışçı bir, toplum oluşturmak için çalıştılar.
Eğer kapatılmamış olsalardı,, bu kurumlardan yetişen kuşaklarla ekonomisi IMFye, Dünya Bankasına bağımlı bir Türkiyeye izin vermeyeceklerdi. .
Ürettiğinden çok tüketen,, yabancı mal hayranlığıyla sömürülen, eyyamcı-kapkaççı ,, savruk ve savurgan ; dinsel söylemlerin baskınında ve baskısında,, erkek egemen yoz bir toplum olarak sosyal kültürel düzene izin vermeyeceklerdi.
Eğer kapatılmasalardı,, tüm kural ve kurallarıyla işleyen bir demokrasimiz, halka ve hakka yaslanan, yargısı saat gibi çalışan,, eğitim-öğretim birliğiyle laik düzenin yüceltildiği, tüm değerleriyle çağdaş bir Türkiye ve eğitimli-kaliteli bir toplum olacaktık. Kısacası,, gaflet-dalalet hatta hıyanetler içinde yaşamayacak,, yeniden hasta adamlıkla suçlanmayacak,, insan ve ulus olma onuruna yaraşan erinçli bir toplum olacaktık. Enstitüler, böylesi yaşamsal bir işleve ve öneme sahipti
Bugün yazınımızın en üretken, en güçlü kalemleri,, bilim ve sanat adamları,, bu kurumlardan yetişen 70 kişiyi bulmaktadır. Onlar çok önemli, anlamlı yapıtlara imza attılar.
***
Yaşayanlarına saygı, sevgi; sonsuzluğa göçenlerine rahmet diliyor, özlemle anıyorum.
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış